Türkiye’den Avustralya’ya herkes COVID-19 aşısını tartışıyor

Close up of COVID vaccine vials

Uzmanların çoğu COVID-19'a karşı etki seviyesi 50’nin üzerinde oldukça aşı olunmasını savunuyor. Source: AAP

Türkiye ve Avustralya’nın yoğunlukla kullanacağı aşıların etkinlik seviyesinin yüzde 90’nın altında olması tartışma başlattı. Ancak uzmanlar yüzde 50 ve üstü etkinliği olan aşıların kullanılması taraftarı.


Öne çıkanlar

  • Türkiye’nin kullanacağı Çin yapımı Sinovac aşısının klinik deneylerde etkinliği yüzde 50’nin biraz üstünde. Avustralya’nın yoğunlukla kullanacağı Oxford/AstraZeneca aşısı ise yüzde 70’in biraz üstünde etkinliğe sahip.
  • Hangi aşıların sürü bağışıklığı sağlayacağı v eya koronavirüse karşım koruyacağı bilinmiyor. Mevcut aşıların hepsinin özelliği COVID-19’un etkilerine karşı korumak.
  • Uzmanların çoğu etkinliği yüzde 50 bile olsa, COVID-19’un sosyal, ekonomik ve sağlık etkileri göz önüne alındığında aşının olunmasını savunuyor.

 

Dünya çapında vaka sayısı 90 milyonu, ölümler de 2 milyonu geçerken tüm gözler aşılarda. Burada da aşıların ne kadar etkili olduğu sorusu gündeme geliyor ve son günlerde de tartışmaların merkezinde Sinovac’ın aşı var.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kurallarına göre aşının kullanılabilmesi için etkinlik oranı, buna İngilizcede “Efficacy” deniyor, yüzde 50’nin üzerinde olmalı.

Moderna ve Pfizer-BioNtech’in aşılarının etkinlik oranı bunun çok üzerinde. Son günlerde, Avustralya’da kullanılacak olan Oxford-AstraZeneca aşısının etkinlik oranının ülkede sürü bağışıklığı oluşturmaya yetip yetmeyeceği de tartışılıyor.

Şimdiye kadar geliştirilen hiçbir aşının sürü bağışıklığı kazandırıp kazandırmadığı bilinmiyor. Yetkili kurumların onayladığı aşıların hepsi COVID-19’un şiddetini azaltıyor. Ancak baştan kişinin koronavirüs kapmasını veya kaparsa bulaştırmasını önleme konusunda kesin bir veri yok. Aşıların ne kadar süre koruma sağladığı da belirsiz.

Burada “efficacy,” yani etkinlikle, “effectiveness,” etki arasındaki fark ortaya çıkıyor. Uzmanlara göre, yüzde 50 etkinliği olan aşılar pandemi ortamında önemli bir fark yaratabilir.

Güney Avustralya Üniversitesi’nde biyo-istatistik ve epidemioloji bölümünün başı olan Adrian Esterman, etkinlik oranı yani efficacy, klinik deneylerde aşının ne kadar işe yaradığını gösterirken, effectiveness, yani etkisi, gerçek hayatta ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.

Aşı geliştirme süreci

  • Klinik öncesi deneylerde aşı hayvanlar üzerinde deneniyor. Burada anti-bodi üretiyor mu, hastalığa karşı koruyor mu ve dozun ne olması gerektiği araştırılıyor.
  • Klinik deneylerin birinci fazında az sayıda insan üzerinde aşının güvenli olup olmadığı inceleniyor.
  • İkinci fazda insanlar üzerinde aşının işe yarayıp yaramadığı inceleniyor.
  • Üçüncü fazda ise çok sayıda insan üzerinde gerçekten aşının etkili olup olmadığı kontrol ediliyor.
  • Dördüncü ve en son fazda, artık üretime başlanıp genel nüfusa uygulanmaya başlanan aşının yan etkileri takip ediliyor ve nüfusun tüm kesimleri için işe yarayıp yaramadığı takip ediliyor.
Klinik deneylerde yüzde 50 etkinliği olan aşıda, aşı olan 100 kişiden 50’si hastalığa karşı bağışıklık kazanmış oluyor. Ancak genel nüfusa uygulanmaya başlayınca, klinik deneylerin kapsamadığı bazı etkenler, nüfusun farklı kesimleri devreye giriyor ve bu yüzden de aşının etkisi genel nüfusta çeşitlilik gösterebilir.

ABD merkezli Centers for Disease Control’ün verilerine göre her yıl olduğumuz grip aşısının genel nüfus içinde etkinliği yüzde 40’la 60 arasında değişiyor.

Esterman, klinik deneylere kimin katılacağı konusunda araştırmacıların son derece dikkatli olduğunu söylüyor. Hamile kadınların veya son evrede kanser olanların deneylere kabul edilmeyebileceğini söylüyor. Ancak genel nüfusta hamile kadınlar, çeşitli hastalıkları olanlar var.

Bu yüzden de aşı üreticileri dördüncü fazda genel nüfusa aşı yapılınca, beklenen ve beklenmeyen sonuçları takip edip genel etkisini hesaplıyor.

Brezilya’da açıklanan verilere göre, Sinavoc’ın klinik deneylerdeki etkinliği yüzde 50’den biraz fazla. Oxford/AstraZeneca’nın aşının klinik deneylerdeki etkinliği ise yüzde 70.4.

DSÖ kurallarına göre aşıdan klinik deneylerde beklenen etkinlik yüzde 70 ve üzeri ancak asgari kabul edilir seviye yüzde 50.

Doherty Enstitüsü’nden epidemioloji ve bulaşıcı hastalıklar uzmanı Jodie McVernon, üreticilerin en yüksek etkinliği hedeflemesi gerektiğini ancak şu anda dünyanın alarm durumunda olduğunu söylüyor.

McVernon’a göre, DSÖ’nün yüzde 50’yi kabul edilir bulması bile başlı başına durumun ciddiyetini gösteriyor. Sağlık sistemlerinin iflas noktasında olduğu, ve pandeminin sosyal ve ekonomik etkilerinin yıkıcı olduğu koşullarda yetkili kurumların işe yarayan her şeyi kullandığını söylüyor.

Hedefin, aşılar hakkında incelemeler devam ederken pandemiyi kontrol altına almak olduğunu söylüyor. Britanya, ABD, Kanada ve Avrupa Birliği’nde yetkili kurumlar yüzde 50 ve üzeri etkinliğin aşı için kabul edilir olduğuna karar verdi.

Klinik deneylere göre etkinlik oranlarının Pfizer-BioNtech için yüzde 95, Moderna için yüzde 94.5, Oxford-AstraZeneca için 70.4 olduğu açıklandı. Bu oranlar bilimsel yayınlarda belirtilen ve bilimsel denetimden geçen veriler.

Çin ve Rus yapımı aşıların üçüncü faz sonuçları bilimsel denetimden geçmiş değil.

Brezilya’dan çıkan verilere göre, Türkiye’nin kullanacağı Sinovac aşısının klinik deneylerde etkinliği yüzde 50.4. Türkiye’deki ve Endonezya’daki klinik deneylerde etkinlik oranının yüzde 90’ın üzerinde olduğu belirtilmişti ancak ikisinde de denek sayısının gerekli sayının altında olduğu söyleniyor. Ancak yine de Brezilya’dki deneylere göre Sinovac’ın aşısı COVID-19’un çok kötü hasta etmesini engelliyor.

Aşının iş e yaraması için vücudun bağışıklık sisteminin virüsün proteinini yabancı olarak addedip virüsle savaşması için antibadi üretmesi ve virüs bir daha bulaşırsa da hatırlaması gerekiyor.

McVernon, aşının etkinliği yüzde 50 olsa da pandemi koşullarında sosyal, ekonomik ve sağlık etkinlerinin genel toplum üzerindeki etkisinin büyük olacağını söylüyor.

Ancak hem Esterman hem de McVernon şu anda yayınlanan verilerin çok erken olduğunu ve aşıların etkinliğinin zamanla ortaya çıkacağını söylüyor.

McVernon acil olmayan durumlarda aşı onay sürecinin son derce uzun ve detaylı bir işlem olduğunu ve sıfırdan kullanımın onaylanma sürecinin 20 ila 30 yıl alabileceğini söylüyor.

Zamanla geliştirilecek aşıların etkinliğinin artacağını ve yüzde 50 ile başlayıp artırmanın da iyi bir yöntem olduğunu söyledi. McVernon’ın bir de uyarısı var. “Yakın zamanda bu virüsten kurtulacağımız düşünmeyin.”

NSW, Queensland ve Victoria’da yaşayanların sürekli güncellenen sağlık bakanlıklarının riskli bölgeler listesini takip etmeleri tavsiye ediliyor.

Avustralyalılar diğer insanlarla aralarında en az 1.5 metrelik bir mesafe koymalı. Federal hükümetin sunduğu son bilgilere göre Koronavirüs belirtileri hafif sağlık sıkıntısıyla zatürre arasında değişebiliyor. Semptomlar arasında yüksek ateş, öksürük, yorgunluk ve nefes darlığı var.  Virüsü kapmış olabileceğinizi düşünüyorsanız, doktorunuzla irtibata geçin, kliniği ziyaret etmeyin. Veya 1800 020 080 numaralı telefondan ulusal Koronavirüs Sağlık Bilgi Hattı’nı arayın. Nefes almakta zorlanıyorsanız veya bir acil sağlık sıkıntısı yaşıyorsanız, 000’ı arayın. Koronavirüs hakkında haberler ve en son haberler için SBS Türkçe’nin  ziyaret edin. Ayrıca, Türkçe konuşanlar için özel olarak hazırladığımız  da izleyebilirsiniz.


Share