İklim krizi aslında bir çocuk hakları krizi

Glasgow'daki BM Cop26 iklim görüşmelerinden önce dünya çapında gerçekleşen 1000'den fazla etkinlikten biri olan Bristol'deki küresel bir gençlik iklim grevine katılan çocuk ve velisi

Glasgow'daki iklim görüşmelerinden önce dünya çapında gerçekleşen 1000'den fazla etkinlikten birinde grevine katılan çocuk ve velisi Source: AAP

İklim değişikliğinin etkilerinin en ağır yükünü çocukların çekeceği uzun zamandır biliniyordu - bu kendilerinin yarattığı bir kriz olmasa da...


  • 2020'de doğan bir çocuk, büyükanne ve büyükbabasının yaşadığından 24 kat daha fazla doğal afetle karşı karşıya.
  • Küresel ısınma 1,5 derecenin altında sınırlandırmazsa, düşük ve orta gelirli ülkelerde sadece daha düzenli olarak meydana gelmekle kalmayacak, aynı zamanda yoksulluk, ayrımcılık, sağlık ve eğitime erişim, yetersiz beslenme ve sömürü gibi mevcut eşitsizlikleri de devamlı kılacak.
  • Avustralyalı çocuklar da küresel ısınmanın tahribatına karşı bağışıklı değiller.

 

Save the Children'dan yeni bir rapor, bugün doğan çocukların kaç tane daha iklim kaynaklı doğal afet yaşayacağına dair bir rakam veriyor.

Raporda ki bulgulara göre bir yaşındaki bir çocuğu, büyükanne ve büyükbabalarından ortalama olarak 24 kata kadar daha fazla yangın, sel, mahsul kıtlığı, kuraklık ve sıcak hava dalgasıyla karşı karşıya kalacağı bir gelecek beklediği bulundu.

Filipinli genç Chatten Abrera, şimdiye kadar kaydedilen en güçlü kasırgalardan biri olan Haiyan Tayfunu 2013'te ülkesini harap ettiğinde henüz dokuz yaşındaydı.

Aylarca elektriksiz kaldığını ve haftalarca okulu kaçırdığını hatırlıyor.

"Evimiz de dahil olmak üzere binlerce ev etkilendi. Seller her yerde. Hayvan cesetleri var, ağaçlar düşüyor ve ortalık çok dağınık." diyor.

Chatten, Filipinler'in insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle bu tür olaylara daha sık maruz kaldığına inanıyor.

Şimdi 15 yaşında, iklim değişikliğinin her gün ülkesinde devam eden etkilerini ve insanların yaşam kalitesini görüyor.

Durumu “Gıda kıtlığına, toprak kaymalarına, ölümlere, yetersiz beslenmeye yol açan şiddetli kuraklıklar ve şiddetli yağışlar. Ayrıca yoksulluk oranı da bu yüzden arttı. Binlerce aile, binlerce insan işini kaybetti." diye açıklıyor.

Chatten'in yaşadığı koşullar, Save the Children'ın yeni bir raporunda dünyanın dört bir yanındaki çocuklar tarafından açıklananlara benzer.

"İklim Krizine Doğdu" adlı rapor, iklim değişikliğinin 2020'de doğan çocukları yaşamları boyunca nasıl etkileyeceğini tahmin etmek için 178 ülke için modelleme kullanıyor.

Araştırma, şu anda bir yaşında olan bu neslin, 1960'larda doğan nesilden ortalama olarak 24 kat daha fazla iklim kaynaklı aşırı hava olayları yaşayacağını tespit ediyor.

Raporun baş yazarı, Save the Children'dan Erin Ryan "Geçen yıl Papua Yeni Gine'de doğan bir bebek, büyüklerine göre on kat fazla sıcak hava dalgasıyla karşılaşacak ve bu yangın riskini iki katına çıkaracak. üç kat daha fazla kuraklık da dahil olmak üzere yeni zorluklarla karşı karşıya." diyor.

Rapor, beş aşırı hava olayını modelliyor: orman yangınları, mahsul yetmezliği, kuraklık, nehir taşkınları ve sıcak hava dalgaları.

Düşük ve orta gelirli ülkelerin, küresel emisyonlara daha az katkıda bulunmalarına rağmen orantısız bir şekilde etkileneceğini tespit ediyor.

Bu ülkelerde doğal afetler sadece daha düzenli olarak meydana gelmekle kalmayacak, aynı zamanda yoksulluk, ayrımcılık, sağlık ve eğitime erişim, yetersiz beslenme ve sömürü gibi mevcut eşitsizlikleri de devamlı kılacak.

Ancak Avustralyalı çocuklar da küresel ısınmanın tahribatına karşı bağışıklı değiller.

“Son derece yetersiz Paris anlaşması taahhütleri altında, Avustralya'da  2020'de doğan çocukların dört kat daha fazla sıcak hava dalgası, üç kat daha fazla kuraklık ve orman yangınlarına maruz kalmada yüzde 30'luk bir artış bekleyebileceği görünüyor” diyor.  

15 yaşına yeni giren Melbournlü lise öğrencisi Ella Simons için bu gerçek çoktan başladı.

İklim aktivisti, Victoria bölgesindeki bir kamptan tahliye etmek zorunda kaldığı, 2020'deki rekor yaz yangınlarından etkilenen binlerce Avustralyalıdan biriydi.

Simons “Sadece çok gerçek hissettim yani Avustralya'nın her yerinde yangın olduğunu biliyorum. Victoria'daki 2009 orman yangınlarının da gerçekten korkutucu olduğunu biliyordum , ama tam ortasında olmak ve neler olacağını bilmemek gerçekten korkutucuydu ve bana bunun ne kadar acil olduğunu ve hepimizin harekete geçmesinin ne kadar önemli olduğunu aşıladı. " diyor.

Ella Simons, kendisinin ve yaşıtlarının seslerinin duyulmasını beklediklerini söylüyor.

[["Bence benim kuşağım çok kızgın ve hüsrana uğramış hissediyor. Artık orada oturup hiçbir şeyin değişmediğini izleyemezsiniz...    Büyük bir değişimin olmasını ve gençlerin sesinin daha güçlü olmasını istiyorum.” diyor.

Save the Children’dan Erin Ryan, raporunun küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında sınırlandırmanın, gelecek nesiller için korkunç iklim sonuçlarını önemli ölçüde azaltacağını bulduğunu söylüyor.

Buna, yeni doğan bir çocuğun ömrü boyunca sıcak hava dalgalarında yüzde 45 azalma, yüzde 39 daha az ku0aklık ve yüzde 10 daha az orman yangını da dahil.

Erin Ryan, çocukların dünyanın iklim çözümlerinin merkezinde olması gerektiğini söylüyor.

Ryan "Bu yeni rapor, iklim krizinin en üst düzeyde bir çocuk hakları krizi olduğunu gerçekten doğruluyor.  Bu gelecekteki bir kriz değil, şu anda üzerimizde olan bir kriz ve gün geçtikçe daha da kötüleşiyor.”  diyor.

Filipinler'e dönen Chatten Abrera, geleceği için endişelendiğini söylüyor.

"Çünkü insanlar, özellikle de en güçlüleri olan liderler, iklim değişikliğiyle mücadele için herhangi bir adım atmazlarsa, tamamen sefil bir gelecek bekleyebiliriz. Özellikle gençler için, çünkü onlar en savunmasız olanlar. "


Share