Hem burada hem de yurt dışındaki uzmanlar, aşıların hem güvenli hem de etkili olduğunu belirtiyor.
Pfizer/BioNTech’in geliştirdiği aşının ilk sevkiyatı yolda. Aşı kampanyasının başlamasına günler kala sosyal medyada ve kulaktan kulağa birçok yanlış söylenti yayılıyor.
Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden Prof. Peter Collignon SBS için en yaygın söylentiler hakkında bilgi verdi.
SÖYLENTİ: Aşı yaşlılar için güvenli değil
Norveç’te 33 yaşlı kişinin Pfizer/BioNTech aşısı olduktan sonraki haftalarda hayatını kaybetmesi bu söylentinin iyice yayılmasına sebep oldu.
ancak bu çok büyük bir haber olmadı.
Profesör Collignon aşıların biraz ateş yapabildiğini, bunun da sağlığı çok kötü olan yaşlılarda bazı komplikasyonlara neden olabileceğini söylüyor. Ancak normalde de bu kişilerde ölüm oranının yüksek olduğunu belirtti.
“Günün sonunda aşının bazen hafif bazen de nadir de olsa ciddi yan etkileri olabiliyor” diyen uzman, “Ancak bunu COVID gibi hastalıkların etkileriyle karşılaştırmak gerekiyor. Eğer 85 yaş üstündeyseniz ve yaşlı bakım evinde kalıyorsanız, hastalığı kapınca ölüm riskinin yüzde 33. Aşının yaratabileceği son derece nadir bir ölüm riskiyle karşılaştırılınca, aşı olmanın olmamaktan çok daha avantajlı olduğu bariz bir gerçek,” diye de ekliyor.
Geçen ay Almanya ve Fransa Oxford/AstraZeneca aşısının sadece 65 yaş altı kişilerde kullanılacağına karar verinde bu aşının da yaşlılar için pek de güvenli olmadığı söylentisi ortaya çıktı.
Profesör Collignon, Fransa ve Almanya’da alınan kararların aşının güvenli olup olmamasıyla alakalı olmadığını söylüyor. Yetkililer bu yaş grubuyla ilgili yeterli veri olmadığını düşünerek sınırlama getirmiş.
“Şimdilik AstraZeneca aşısını onaylayan ülke sayısı Pfizer kadar değil,” diyen profesör, bunun nedeninin de AstraZeneca ile ilgili çalışmaların daha sonra tamamlanması olduğunu söyledi. “Her onay sürecinde olduğu gibi uzmanların eldeki verilere baktığını, şu yaş grubu için yeterli veri var, şu yaş grubu için yok ve daha fazla veri gerekiyor derler. Ancak eksik veri aşı yapılmaması anlamına gelmiyor, o yaş grubundakilerin aşılanması ve verilerin toplanması gerekliğini gösteriyor.” Collignon, şimdiye kadar toplanan verilerin AstraZeneca aşısının etkili ve güvenli olduğunu gösterdiğini belirtti.
SÖYLENTİ: Aşı bana COVID-19 bulaştıracak
Profesör Collignon bunun imkansıza yakın olduğunu belirtiyor.
Aşıda canlı virüs olmadığı için kişiye COVID bulaştırmayacağını söylüyor. “Hiçbir aşıda canlı virüs veya bir varyantı yok,” diyen uzman, bu yüzden de aşıdan virüsü kapmanın imkânsıza yakın olduğunu söylüyor.
SÖYLENTİ: Aşılar çok hızlı geliştirildi. Pek etkili değil
Aşılar kesinlikle son derece hızlı geliştirildi. Yakınca alacağımız COVID-19 aşısı tarihte en hızlı geliştirilen aşı. Normalde ir aşının geliştirilmesi on yıllar sürüyor. Ancak COVID-19’un neden olduğu çok sayıda ölüm ve toplumsal kriz yüzünden bilim insanları 12 aydan az bir süre içinde aşı geliştirebildi.
Profesör Collignon verilerin incelenmesinin devam edeceğini ancak aşıların güvenli ve etkili olduğuna dair en ufak bir kuşku olmadığını söyledi.
“Etkili olmadığına dair söylentinin yanlış olduğu kesin,” diyen profesör, “Aşı etkili. Dünya çapında çok sayıda araştırma aşıların etkili olduğunu gösteriyor. Aşılar yüzde 100 etkili değil. Bazıları en az yüzde 60, birçoğu da 80 hatta yüzde 90 etkili. Yine de işe yarıyorlar,” diyor. Özellikle 80 üstü yaşlılar ve çocuklarla ilgili daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu belirten uzman, aşının normalden çok daha hızlı üretildiğini, ancak yine de gerekli güvenlik ve etkinlik testlerinden geçtiklerini söyledi.
SÖYLENTİ: AstraZeneca aşısı yüzde 60 etkili; koruyamaz
Oxford/AstraZeneca aşısı Avustralya’nın aşı programının temelini oluşturuyor. Melbourne’daki Commonwealth Serum Laboratories 50 milyon aşı üretecek.
Ön araştırmalar Pfizer/BioNTech’in yüzde 95 etkili olduğunu gösteriyor.
Profesör Collignon, aşının tüm hastalanmayı önlemese de insanların ciddi bir şekilde hastalanmasını önlediğini ve ayrıca depolanması ve nakliyesinin Pfizer’ın aşısından çok daha kolay olduğunu söyledi.
AstraZeneca aşısının hastalanmayı Pfizer kadar iyi önlemediğini ancak insanların ciddi bir şekilde hastalanıp ölmesini çok etkili bir şekilde önlediğini belirtiyor. Ana hedefin insanların ölmesini önlemek olduğunu da hatırlatıyor. “İnsanların ölmesini önlemekte etkinliği, yüzde 60’dan daha fazla, belki yüzde 80 hatta 90. Hatırlamamız gereken bir başka şey de Pfizer aşısının eksi 70 derecede saklanması gerektiği. Normal bir buzdolabında uzun süre tutulamaz” diyor.
Yani pratikte, AstraZeneca’nın Pfizer kadar etkin olabileceğini söylüyor.
Britanya’da yapılan araştırmalar AstraZeneca’nın iki doz olarak 12 hafta arayla yapıldığında yüzde 82 etkili olduğunu gösterdi. Dört hafta arayla uygulanınca etkinliği yüzde 62.
Profesör Collignon, aşı ölümleri durdurursa bulaşma konusunu pek umursamayacağımızı düşünüyor.
COVID’de ölüm oranının gripten beş ila on kat yüksek olduğunu söylüyor. “Grip genelde 80 ve 90’larında olanları öldürüyor. Ancak COVID gripten çok daha kötü” diyor. Bu yüzden de ölüm oranını yüzde 80 veya 90 düşüren AstraZeneca gibi bir aşının son derece önemli olduğunu söylüyor.
Toplum içi bulaşmanın olduğu yerlede maske kullanmanın önemli olduğunu ve riski yüzde 15 ila 20 düşürdüğünü söyleyen Collignon, ancak riski yüzde 60 ila 90 düşüren bir aşıyı da kullanmamanın pek mantıklı olmadığını söyledi.
SÖYLENTİ: COVID-19 kaptıysam aşı olmama gerek yok
Aslında bu söylenti çok da hatalı değil.
COVID-19 kapıp iyileştiyseniz bağışıklık sisteminiz gelecekte sizi koruyacak antikorları üretmiş oluyor. Ancak bu antikorların ne kadar süre vücutta kaldığı bilinmiyor.
Profesör Collignon eldeki verilere göre antikorlar en az bir yıl vücutta kalıyor. Aşı bu süreyi uzatıyor.
“Eğer COVID-19 testiniz pozitif çıktıysa aşı olmanız gerekmeyebilir. Ya da en azından aşı sırasında öne geçmenize gerek yok,” diyor.
Ancak şimdiye kadar hastalığı kaptıktan sonra aşı olmanın bir zararı olduğu yönünde bir veri yok. Teoride, aşı olunca, antikorların yarattığı koruma süresi uzatılabilir.
SÖYLENTİ: Aşı doğurganlığı etkiliyor
Aşının hamile kalma şansınızı azalttığı yönünde hiç veri yok. Bu söylentinin kaynağı da birçok ülkede yetkililerin hamile kadınların aşı olmamasını tavsiye etmesi. Bunun temelinde de aşıların hamile kadınlar üzerinde denenmemiş olması.
Bu anormal değil. Şimdiye kadar hiçbir aşı çalışmasında klinik deneylerde hamile kadınlar kullanılmadı.
Profesör Collignon, aşı sonrası doğurganlık oranı hakkında önümüzdeki süreçte araştırma sonuçlarının açıklanacağını ancak sürpriz bir sonuç beklemediğini söyledi.
Aşının hamile kalmanızı engellemesi için hiçbir sebep göremiyorum, diyen Collignon, aslında COVID-19’un neden olduğu vücutta düşük oksijen seviyesi ve böbrek sorunları üzerinden doğurganlık üzerinde etkisi olabileceğini söylüyor.
Avustralyalılar diğer insanlarla aralarında en az 1.5 metrelik bir mesafe koymalı. Federal hükümetin sunduğu son bilgilere göre Koronavirüs belirtileri hafif sağlık sıkıntısıyla zatürre arasında değişebiliyor. Semptomlar arasında yüksek ateş, öksürük, yorgunluk ve nefes darlığı var. Virüsü kapmış olabileceğinizi düşünüyorsanız, doktorunuzla irtibata geçin, kliniği ziyaret etmeyin. Veya 1800 020 080 numaralı telefondan ulusal Koronavirüs Sağlık Bilgi Hattı’nı arayın. Nefes almakta zorlanıyorsanız veya bir acil sağlık sıkıntısı yaşıyorsanız, 000’ı arayın. Koronavirüs hakkında haberler ve en son haberler için SBS Türkçe’nin ziyaret edin. Ayrıca, Türkçe konuşanlar için özel olarak hazırladığımız da izleyebilirsiniz.